Neden yemek yeriz hiç düşündünüz mü? Atalarımız can boğazdan gelir demişler, bu sözler canlılığın beslenmeyle olabileceğini gösteriyor. Sadece açlık duygumuzu bastırmak ya da canımızın çektiği şeyleri yemek için beslenmediğimizi unutmayın. Beslenme bilimi ışığında sağlığımızı geliştirmek, bağışıklığımızı desteklemek için yemek yeriz. Aslında bu ilişkiyi sadece çocuklarımızın sağlığı için değil gezegenimizin sağlığı açısından da ele almak gerekiyor.
Besinlerin bileşimindeki yağ, karbonhidrat ve protein sindirilip yapıtaşlarına ayrıldıktan sonra kanla hücrelere taşınırlar. Solunumla alınan oksijen sayesinde vitamin ve minerallerin de yardımıyla yıkılarak enerji oluştururlar. Canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için temel besinlerini almak zorundadır. Bunu vücudumuzun yakıtı olarak düşünebilirsiniz. Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan besin ögelerinin her birinin yeterli miktarlarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması durumu ‘yeterli ve dengeli beslenme’ olarak tanımlanır. Yetersiz ve dengesiz beslenme durumlarında vücudun büyüme, gelişme ve normal çalışmasında aksaklıklar olacağından yeterli ve dengeli beslenmek sağlığın temelidir diyebiliriz. Öyle ki yetersiz beslenme birçok hastalığın gelişmesinde olumsuz rol oynar. Yeterli ve dengeli beslenen bireylerin yaşam süresinin 10 yıla kadar uzayabileceğine dair çalışmalar var.
Çocukları sağlıklı ve ölçülü beslenmeyle ilgili olarak eğitirken dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri, çocuklarınızı daha az yemesi için teşvik ederek, “diyet” kelimesini kullanmaktan kaçınmanızdır. Araştırmalar, diyet yapmaları istenen çocukların, daha fazla yedikleri veya kötü beslenme alışkanlıkları geliştirdiklerini ortaya koymuştur. Çocukların da, yetişkinler gibi iştahlarının arttığı veya azaldığı günler olabilir. Evinizde çeşit olarak çok geniş yelpazede sağlıklı yiyecek bulundurun. Bu uygulama, çocuklarınızın sağlıklı yiyecek seçimi yapmayı öğrenmelerinde yardımcı olacaktır.
Sağlıklı ve ölçülü beslenme eğitiminde, çocuğunuza sudan mutlaka bahsetmeniz gerekiyor. Mümkün olduğu kadar altını çizerek, içecek olarak “su” seçmelerini öğretin, teşvik edin. Tatlandırılmış ve gazlı içeceklerin fazla tüketiminin, çocuklarda obeziteyi artıran faktörlerden olduğunu unutmayın.
Beslenmeyi fiziksel aktivite ile desteklemek, tahıl-sebze-meyve ağırlıklı beslenmeyi benimsemek, lif içeriği yüksek yiyecekleri tercih etmek, öğün atlamamak, paketli gıdaların etiketlerini okuma alışkanlığı edinmek, yeterli ve dengeli beslenmenin temel ilkelerinden.
Kemik gelişimi için kalsiyuma, kaslar için proteine, enerji için yağlara ve bu olayları gerçekleştirebilmek için vitaminlere ve minerallere ihtiyaç duyarız. Bunun için de enerji ve besin ihtiyacımız artar.
Örneğin kalsiyum, her yaş grubu için gerekli minerallerden biri fakat özellikle hızlı büyümenin olduğu devrelerde, çocukluk ve gençlik dönemlerinde daha da önem kazanıyor. Bu nedenle, kalsiyumun en önemli kaynağı olan süt ve süt ürünleri tüketimi, kritik rol oynuyor. Çocuklarda yetersiz kalsiyum alımı büyümeyi olumsuz etkileyebiliyor. Özellikle 2-5 yaş arasında alınan destek, boy uzamasını etkiliyor. Örneğin yapılan bir çalışmada, her gün süt ve süt ürünü tüketenlerin, tüketmeyenlere oranla boyunun daha uzun olduğu gösterilmiş. Boy uzunluğu, kemik yoğunluğu etkilenebiliyor, osteoporoz ve kemik kayıp riski artıyor.
Doğru besinleri tüketmenin yanı sıra, doğru beslenme örüntüsünü sağlamak da zihinsel gelişimi etkiliyor. Zihin sağlığına iyi gelen besinler konuşulduğunda ilk sırada yağlı balıklar ve Omega-3’ün yer aldığını unutmayın. Çünkü beynimiz sinir hücreleri oluşturmada Omega-3 yağ asitlerini kullanır ve bu yağlar öğrenme ve hafıza için oldukça önemlidir. Çocuklarınızı haftada 2 kez balık tüketimi konusunda alışkanlık kazandırmanız bu noktada önemli.