Besinler de Enerji Tüketir

 

Sofranıza gelen her bir yiyeceğin belirli bir enerji maliyeti vardır. Kaynaklarımızın giderek kısıtlı hale geldiği gezegenimizde; enerji maliyeti yüksek besinleri israf etmemek, bu besinleri akıllıca tüketmek çevreyi korumak adına önemli bir yaklaşım olur.

 

Besinler Nasıl Enerji Tüketir?

İnsanların hayatta kalabilmek için yemek yemeye ihtiyaç duyduğu bilinen bir gerçektir. İnsanlar, canlılığının devam edebilmesi için hücrelerinde enerji üretmek zorundadır. İşte bu enerji, tüketilen besinlerden sağlanır. Enerji ve besin arasındaki enerji ilişkisi bu yönüyle iyi bilinirken aslında besinlerin enerji tüketimi çok fazla bilinmez.

Besinlerin üretiminden sofraya gelinceye kadar farklı enerji kaynaklarından farklı miktarlarda enerji tüketimi olur. Bu enerji tüketimlerinden en fazlası da genelde üretim aşamasında gerçekleşir. Sebze meyveler toprakta yetişirken su başta olmak üzere güneş enerjisi, petrol gibi kaynaklar kullanılır. Bu enerjilerin kullanımının yanı sıra tarımda kullanılan böcek ve yabani ot ilaçları da çevre açısından sorun teşkil eder. Hayvansal gıdaların üretiminde de oldukça yüksek miktarda enerji kullanılır.

Gerek bitkisel gerek hayvansal besinlerin üretiminden sonra sıra; taşıma, işleme ve dağıtım aşamalarına gelir. Besinlerin tarladan ve kesim merkezlerinden toplanması ve sonrasında ilgili merkezlere gönderilmesinde başlıca karayolu tercih edilir. Bu taşıma sırasında akaryakıt ve iş gücü kaynakları kullanılır. Besinler bazen doğrudan market raflarına, pazara giderken bazen de işlenmek için fabrikalara gider. Fabrikada işlenen ürünler de hem işleme hem de dağıtım aşamasında enerji tüketir.

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda tüketilen bir besinin ne kadar yüksek enerji maliyeti olduğu ortaya çıkar. Bu nedenle israf edilen her bir besinde sadece gıdanın kendisini değil, o gıdanın üretiminde, taşınmasında, dağıtılmasında harcanan kaynakların da israf edildiği unutulmamalıdır.

 

Çirkin Gıda Yoktur, Gıda İsrafı Sorunu Vardır!

Gezegenimizin kaynakları, onları hoyratça kullanamayacağımız kadar sınırlı hale gelmişken üretiminde yüksek miktarda enerji tüketilen besinleri israf etme lüksümüz yoktur. Ancak insanoğlunun en iyiyi, en güzelini seçme isteği maalesef ki gıda israfını tetikleyen bir durumdur. Yapılan çalışmalar, üretilen besinlerin yaklaşık %20’sinin daha rafa konulmadan çöpe atıldığını göstermiştir(2). Yani üretilen her 5 domatesten 1’i tüketici karşısına çıkmadan tüketim zincirinden çıkar. Rafa konulan ürünlerde ise tüketiciler en iyisini seçmek ister. Mesela havuç almak isteyen biri en düzgün, en uzun, en turuncu havuçları sepetine koyar. Bu da şekli bozuk, kısa, soluk renkli havuçların rafta kalması ve en nihayetinde çöpe atılmasıyla sonuçlanır. Oysa ki bu “çirkin” havuçlarla yapılan salatalar ve yemekler de aynı lezzette olacaktır. Besinleri “çirkin, güzel, şekli bozuk, düzgün” gibi kalıplarla etiketlememek gerekir. Domates alırken en kırmızısını, muz alırken en sarısını seçmek yerine ürünleri karışık şekilde almak daha doğru bir davranıştır. Dolayısıyla ürün seçme alışkanlığından vazgeçmek gıda israfının önüne geçmeye yardımcı olur.

Tüketeceğiniz kadar yiyeceği satın almak da israfının önüne geçilmesi için basit ama etkili kurallardan biridir. “Almışken çok alayım!” düşüncesinden kurtulmak, gereksiz yere besin almayı ve sonrasında bu ürünlerin çöpe atılmasının önüne geçer. Eve alınan ve sonrasında çürümeye yaklaşan meyveleri, sebzeleri çöpe atmak yerine bunlarla komposto, reçel, konserve yapmak; pişirilen yemeklerden arta kalanları ise yeniden değerlendirmek israfın azaltılması için yapılması gerekenler arasındadır.

Besinlerin beraberinde getirdiği enerji maliyetini düşünerek gıda israfını önleyici bilinçli gıda tüketimi alışkanlıkları kazanmak önemlidir.

KAYNAKÇA:

1-https://ourworldindata.org/carbon-footprint-food-methane

2-https://www.watt-watchers.com/eat-ugly-produce/