Çocuklar Beslenmeden Ne Anlar?

 

Çocuk gelişimi için beslenme ne kadar kritik bir konu ise doğru beslenme alışkanlığını geliştirebilmek de o derece önemlidir. Bugünden dengeli bir beslenme alışkanlığı edinmek, çocuğa yalnızca kas gücü gibi fiziksel iyilik sağlamaz, onu psikolojik ve sosyal açıdan da çok daha dengeli bir hale getirir. Çünkü çocukluk, yetişkinliğin temelidir. Bugün gördüğü, öğrendiği, benimsediği her şey ile çocuk, yetişkinliğini inşa eder. Eğer bugün yemeği bir ödül ya da ceza olarak algılıyorsa yaşamın ilerleyen dönemlerinde, özellikle ergenlik gibi riskli dönemlerde, beslenmeye karşı gerçek dışı algılar geliştirme riski büyük oranda artar. Dolayısıyla tüm bu çocukluk döneminde beslenme ve öğün alışkanlıklarının çocuk gelişimi için kritik konular arasında yer aldığını bilmek ve bu doğrultuda çocuğa özgü girişimler planlamak önemlidir. 

 

Çocuklar İçin Beslenme Nedir? 

“Uslu durursan sana şeker alırım.” minvalinde bir cümleye ilk kez maruz kalana dek çocuk için beslenme, beslenmedir. Uyumak, uyanmak, yemek yemek, duş almak ve giyinmek, yaşam için gerekli olan sıradan aktivitelerdir. Çocuk uyursa dinleneceğini, duş alırsa temizleneceğini ve yemek yerse doyacağını görerek büyür ve bu gibi küçük alışverişlerle yaşamayı öğrenir. Ancak bir noktada dışarıdan sunulan bir teklif, çocuğun kendi içerisinde gayet güzel şekilde sürdürdüğü bu dengeyi bozar ve bu yaşamsal faaliyetlerin kâr/zarar oranları değişir. Artık onun aklında şeker yemek, doymaktan daha kıymetlidir. Şekeri “elde edebileceği” bir ödül olarak görmek ve bir yetişkinle oynadığı bu oyunu kazanmak, ona şüphesiz ki beslenmekten daha çok haz verecek ve artık karnını doyurmak için yemek ikinci plana düşecektir. Küçücük bir cümle ile çocuğun beslenmeye karşı tüm algısı değişir ve bu noktadan sonra sebze yemek için oyuncak alınmasını talep eden, ne kadar uslu durursa hamburger yiyebileceğini sorup duran bir çocuğa dönüşür. 

Çocukların beslenmeyi, uyumayı, aile olmayı, kitap okumayı, sevgiyi; kısacası her şeyiyle dünyayı algılayışını şekillendirmek mümkündür ancak bu, görüldüğü gibi küçücük bir hatayı dahi kaldırmayan, son derece kritik bir konudur. Anne-babanın davranışları ve onlar tarafından yansıtılan dış dünya, çocuğun alışkanlıklarını oluşturur ve alışkanlıklar da bu doğrultuda çocuğun karakterini şekillendirir. 

 

Çocuklar İçin Dengeli ve Yeterli Öğün Alışkanlıkları Nasıl Oluşturulur? 

Çocukları doyurmak kadar onlara doymayı öğretmek de önemlidir; bir yandan beyaz et verirken diğer yandan beyaz etin faydalarından bahsetmek gerekir. O gün evde neden pırasa piştiğini, bazı günler neden et yendiğini, -eğer yaşı uygunsa- vitaminler ve minerallerin neler olduğunu ve vücuda ne gibi faydalar sağladığını bilmesi, beslenme konusundaki kâr/zarar ilişkisini doğru şekilde kurmasına yardımcı olabilir. 

Bu noktada besinlere ve çeşitli besin gruplarına olduklarından daha farklı anlamlar yüklememeye, onları “çok sağlıklı, en sağlıklı” olmakla tanımlayıp gereğinden fazla önemli hale getirmemeye de özen gösterilmesi gerekir. Bu gibi durumlar yine çocuğun zihnindeki kâr/zarar dengesini bozar ve çoğunlukla brokoli yediği gün lunaparka götürülmeyi talep etmesine yol açar. Görüldüğü gibi çocukları bir şeye çekmekle o şeyden itmek arasında gerçekten ince bir çizgi vardır ve bu çizginin ne tarafında durulacağı, çocuğun alışkanlıklarını ve bu doğrultuda karakterini şekillendirir. 

Dengeli yiyeceklerle hazırlanan atıştırmalıklar da çocuğun farklı yiyecek gruplarına karşı tepkili olmaması için başvurulacak kıymetli yöntemlerden biridir. Hurma veya havuçla yapılacak enerji topları, mango, çilek, ananas ve portakal ile hazırlanan smoothie’ler, evde şeker ilavesiz olarak hazırlanan meyveli yoğurtlar ve daha pek çok dengeli atıştırmalık çeşidi sayesinde çocukların bu besin gruplarını keyifli yiyecekler olarak algılamasını sağlamak mümkündür.