Mevsiminde beslenmek neden önemli?
Toprak hasta, hava hasta, su hasta… Bunlar hasta iken bizim sağlıklı olmamız maalesef mümkün değil. Çocuğunuz hastalandığında nasıl duyarlı oluyorsanız bu konuda da olmak zorundayız. Bunu bir sorumluluk değil zorunluluk olarak görmek gerekiyor.
Gıdayı oluşturan ürünleri üretmek ve bunları depolamak için ormanları yok ediyoruz. Bu yüzden birçok hayvan yaşam alanlarını kaybediyor ve nesilleri giderek tükeniyor. Ayrıca ormanlardaki bitkiler de azalıyor ve bu durum karbondioksit ve diğer sera gazlarıyla ilgili sorunları daha da artırıyor. Biyoçeşitlilik gıda güvenliğinin temelidir. Dünyayı besleyen biyoçeşitliliğin kaybını durdurmak için bir an önce harekete geçmek gerekiyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 2019 yılında Gıda ve Tarım için Dünyada Biyoçeşitliliğin Durumu konulu raporda biyoçeşitliliğin gıda ve tarıma sağladığı birçok faydayı ayrıntılı biçimde açıklıyor. Çiftçilerin, hayvan otlatıcıların, göçebe çobanların, orman köylülerinin, balıkçıların ve balık yetiştiricilerinin biyoçeşitliliği nasıl şekillendirdiğini ve yönettiğini vurguluyor. Bu anlamda çiftçimize sahip çıkmalı, sürdürülebilir balıkçılığa destek olmalıyız.
Pandemi süreci, doğanın bize verdiği bir mesaj. Bu mesajı hareketlerimizi gezegene zarar vermeyecek sınırlar içinde gerçekleştirmemiz gerektiğine dair bir uyarı olarak da düşünebiliriz. Geleceğin farkındalıkta olduğunu unutmayın.
Eğer arılar olmasaydı gıdaların 3’te 1’inin sofranızda olamayacağını biliyor musunuz? Çoğu gıdayı arıların yaptığı tozlaşmaya borçluyuz. Dünya genelinde olduğu gibi maalesef Türkiye’de de önemli oranda arı ölümleri yaşanıyor. Pestisit olarak adlandırılan tarım zehirleri nedeniyle arıların sayısı hızla azalıyor. Yoğun tarım uygulamaları, habitat kaybı, iklim değişikliğiyle ilişkili yüksek sıcaklıklar da arıların yaşamını olumsuz yönde etkiliyor.
Biyoçeşitlilik her geçen gün azalıyor. Bu da bireylerin sağlıklı beslenmek için iyi ve temiz gıdaya ulaşımının gittikçe zorlaştığı anlamına geliyor. Aşırı tüketimin etkileri dünyanın her yerinde farklı etkilere sebep oluyor. Şu anda biyoçeşitlilik açısından bir yok oluş sürecindeyiz demek mümkün. Doğanın bizim olduğu kadar diğer canlıların da olduğu unutulmamalı. Dünya Doğayı Koruma Vakfının (WWF) 2020 Yaşayan Gezegen Raporu, son 50 yılda canlı türlerinin popülasyonlarının %68 azaldığını ortaya koyarken, veriler biyolojik çeşitlilik ve sağlığımız için zamanın daraldığının altını da çiziyor. Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) raporuna göre her 6 saniyede Dünya’da bir futbol sahası büyüklüğünde orman yok oluyor. Aslında sadece orman değil, tüm ekosistemin yok olduğunu göz önünde bulundurmak gerek…